Büyüme ile İşsizlik Oranları Arasında İlişki

Büyüme, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin tümü için makro hedeflere ulaşmalarının en önemli süreçlerinden birisidir. Bu nedenle genellikle istikrar programları da ekonomik büyüme üzerine inşa edilmektedir. Bu durum Türkiye açısından değerlendirildiğinde, ekonomik büyümenin sürekli iniş-çıkış içerisinde olduğu ve dış faktörlerden etkilendiği bu nedenle Türkiye’de ekonomik büyümede meydana gelen dalgalanmalar; istihdamı etkilemekte ve işsizlik oranlarında daralmalara neden olmaktadır. Türkiye’deki işsizlik oranları, spekülatif yönlü büyüme olgusu ve küresel alanda meydana gelen finansal gelişmeler ekonomik büyümeyi etkilemektedir. Diğer bir ifadeyle, ekonomik büyümenin istihdam seviyesini olumlu yada olumsuz etkilemesi, yalnızca Türkiye’ye özgü bir durum olmayıp; dış borçlar, bütçe açıkları, artan faizler ve ekonomik istikrarsızlıklar büyümeyi yavaşlatabilen durumlardır.

Gelişen ve küreselleşen ekonomi ile yeni iş gücü ihtiyacı ortaya çıkmakta, bu da yeni iş alanları ve fırsatları oluşturmayı gerektirmektedir. Dolayısıyla, temel üretim faktörlerinden olan insan gücü ve istihdamı arttırmak, ekonomik büyümenin ayrılmaz bir parçasıdır. Büyüyen bir ekonomi için iş gücündeki artış ne kadar pozitif yönlü ise ekonomik büyüme o kadar olumlu yönde gelişmektedir. Bu nedenle, ekonomik büyümenin en önemli sorunlarından biri olan işsizlik için devletlerin ve özel sektörün bir koordinasyon içerisinde önlem almaları büyük önem arz etmektedir. Çünkü sorunun tek başına ele alınması ve analiz edilmesi, çözüm yollarının oluşturulmasını ve sorunun giderilmesini güçleştirmektedir. Dolayısıyla ekonomik büyüme için işsizlik oranının minimum düzeye indirilmesi önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, kariyer geliştirme, yeni iş alanlarının oluşturulması, yeni yatırımlara önem verilmesi ve rekabetçi inovasyan faaliyetlerinin desteklenmesi istihdamın artmasına, verimliliğe,  işsizlik probleminin çözümüne katkı sağlayabilir